ENGELLİ ANNESİ OLMAK








Yazımın başlığı bile ne kadar ağır geldi değil mi? Hemen ürkmeyin bu defa ağlatmayacağım. Engelli bir çocukla yaşamanın sadece üzüntü verdiğini düşünmeyin. Düşünmeyin ki bizlerle birlikte farklı bir dünyanın içinde yer almanın derin mutluluğunu yaşayabilesiniz.

Hani bir hikaye vardır ya “ hoş geldiniz Hollanda’ya “ diye. Hatırlamayanlar için özet vereyim; “ Bir çift yaşantısının kalan dönemini İtalya’da geçirmek ister. İtalyanca öğrenirler, işlerini o ülke için ayarlarlar sonra ya sonra. Uçaktan inerler bir tabela HOLLANDAYA HOŞ GELDİNİZ. Yanlış geldik geri dönelim derler ama dönüş yoktur. Artık Hollanda’ya inmişlerdir bir kere. Alışmak durumundadırlar. Yaşanan hayal kırıklığını ise bir tarafa bırakarak….” Hikayenin kahramanları değişse de verdiği ana fikir aynıdır. Ne umduk ne bulduk… Biz başka dünya istemiyoruz, herkesin içinde olduğu dünyayı istiyoruz ama her şey bizim elimizde değil ki. Öyleyse her şartta da mutlu olmayı öğrenmeliyiz.

Farklılıklarla yaşamak insanı ürkütür başlangıçta. Beni de ürküttü her farklı anne gibi. Ama alışmam da zor olmadı. İsyan etmeden payıma düşeni yaşamayı bildiğim için belki de. Keşke herkes bu kadar şanslı olsa. Elimde olmadan başıma gelen fenalıkları sorgulamadan çözümlerini bulduğum için belki de. Ya da her şerde bir hayır her hayırda bir şer aradığım için. Yaşadıkça da görüyorum aslında. Oğlumdan sonra farklı bir dünyanın güzelliklerini de görebilmek olgunlaştırdı tüm anneler gibi beni de. Ne de iyi oldu.

Bir insan evladını ne kadar mutlu yaşatabilir? Elinden geldiğı kadar tabii. Benim ailemde onu yapmıştı. 27 yaşıma kadar sorunsuz bir yaşam ne mutlu… Ama… Sonra hadi bakalım dedi yaşam bana. Yaşa kendi ayaklarının üstünde kalarak. Bu kadar rahat ettiğin yeter… Şimdi işin zor… Yok canım işim o kadar da zor değil. Sadece uğraştırıyor biraz. Böyle daha mutlu oluyor insan. Hep dolu, beklemeyle geçen bir yaşam. Farklı ayrıntılarda yaşanan, kimselerin anlayamadığı bir tarz. Anlaşılsa bile belki delilik olarak görünen tavırlar. Oğlum insanlarla dalgasını geçerken yanında sessiz kalabilmenin eğitimin bir parçası olduğu anlatamadığınızda göründüğünüz durum. Kime nasıl anlatacaksınız ki. Bu kadar işinizin arasında üstelik. Herkes kendi görsün, bakacaklarına.

Bir insanı var edebilmenin zorluklara rağmen gerçekleşebildiğini görmek insana büyük haz veriyor aslında. Herkesin çocuğu 1 yaşında ayaklanırken sizinkinin ayağa kalkabilmesinin yıllar, aylar almasının tadı ilk ayağa kalktığında o kadar büyük ki gözünüzde. Keşke tüm aileler bunu görebilse… Dualarım tüm fiziksel engelli yavrularım için.

Bir harfi öğrendiğinde mutluluğunuz o kadar büyük ki. O anın hazzı yıllarca mücadele etmeye değer buna inanın. Oğlum geçenlerde küfüre alıştı. Arkadaşları bir güzel öğretiyor. O küfür edebildikçe bendeki mutluluk parayla ölçülmez değerde. Çünkü kötü bir şey yaptığının farkında. Buradaki vurgum küfürü desteklemek adına değil tabii ki yaptığının farkında olması adınadır bilginize. Özetle engelli çocuğun küfürü bile o kadar anlamlı olabiliyor ki. Bunu bizim dünyamız sadece derinlerden hissedebilir.Ellerini kullanamayan bir spastik çocuğumuzun masa örtüsünü çekip tüm masayı yerle bir ettiğinde ailelesinin yaşadığı mutluluğu ancak yine bizim dünyamızın insanları anlayabilir başkaları çocuklarını azarlarken.

Farklı şeylerle mutlu olmak, farklılıkları dünyanız kabul etmek herkese nasip olmaz. Allahın emanetlerine bakabilmek de. Şükürler olsun diyorum her şeye rağmen. Allah onları gözümüzün önünden eksik etmesin. Sizleri de…

Yaşam herkese gülsün

Reyhan Gazel